1102 Kiefernstrass Tapınağı
Göreve çıkmaya daha vakit olduğunu öğrenince açık uçları kapatmak için bir arabaya atlayıp Kiefernstrass'a gidiyoruz. Arabadan inip biraz etrafa bakınıyoruz ama etrafta tapınak namına bir şey yok, zaten küçücük yer. Alfons konum istiyor Sending ile:
Alfons: "Biz geldik de tapınağı göremedik"
Rustov: "Ne tapınağı ya? Dişsiz Ejderha'ya gelin."
Bakıyoruz böyle amacı olan gibi görünen insanlar hana doğru gidiyor, adı Dişsiz Ejderha. Muzog kapıyı tıklatıyor, Alfons adını söylüyor, kapı açılıyor. Barmen başta bizi iplemiyor. Muzog darlanıp bağırıyor "Var mı lan Vakal'ı tanıyan"
diye. Tamara çıkıyor barın arkasından, selamlayıp bir masaya oturtuyor ve bize buranın usullerini anlatıyor. İçeride konuşmanın farklı bir mevzuatı varmış, soru sorunca cevap borçlu oluyorsun. "Ona göre davranın."
derkene Harrion bakalım ne olacak diye fantezisine bütün odaya yönelik "Hava ne güzel, değil mi?"
gibi saçma sapan bir soru soruyor. Birkaç kişi masaya üşüşüyor hemen soru sormaya ama dandirik sorular. En sona kalan ermiş gibi bir amca "Doğru, çok güzel."
diyip gizemli şekilde ayrılıyor.1 Ahmaklık mı ariflik mi anlayamıyor Harrion.
Biri bize yapılan bu özel muameleyi görünce gıcıklık ediyor, bağırmaya çağırmaya başlıyor. Kapıya doğru yönelecekken zebellah gibi bir dragonborn kapıyı bir anda açıp adamı tek eliyle ensesinden tutup dışarı atıyor. Zebellahı gören Muzog gidip çocuklar gibi boynuna atlıyor. Adı Vakal'mış, Cult günlerinden tanışıyorlarmış Muzog ile. Ağzından ses çıkmıyor, demek telepatiyle konuşup anlaşıyorlar. Vakal: "Arka odaya geçelim."
diyor.
İçeride Rustov var, kokteyl hazırlıyor. Selamlayıp hepimize hikâyemize uygun birer içecek veriyor. Kafamızda çok soru var aslında ama mevzuata uygun konuşalım diye ihtiyatlı davranıyoruz başta, amacımız bu olmadığı için (daha çok Alfons'un varlığından hatta sanırım) soru-v-soru işini biraz esnetebileceğimizi söylüyor.
- Vakal, Muzog'u kurtaran kişiymiş aslında. Muzog'dan ayrıldıktan bir süre sonra tanışmış Rustov'lar ile.
- Şeytanı yok ettiğimiz hançerin kendisi zarar vermiyor. Sadece hem ruhu hem de bedeni aynı anda yok edebilen bir maddeyle kaplı.
- Meleği kurtarmak, Ioun'un planlarına uygundu evet.
- Orospu Evladı, Calimeshin Talavotti adında eski bir Ioun rahibiymiş. Ioun'a saçma sapan şeylerle iman etmiş. 45 sene daha yatarı var.
Alfons bir soru soracak ama sormasıyla aralarındaki konuşmanın bitmesi aynı anda oluyor. Ya mekândan ya da Rustov'un halifeliğinden ötürü bir zaman genişlemesi durumu var belli ki. Anlamıyoruz ne olduğunu, Alfons da anlatmıyor. Onun yerine bizi alıp bir kapaktan aşağı indiriyor. Aşağı inen spiral bir merdiven var burada. Alfons, Harrion ve Philip normal basamaklardan inerken Muzog serbest düşüyor.2 Zemin gibi bir yere vardığımızda altıgen biçimli bir binaya yönleniyoruz. Binanın bir kenarı altı metre falan3, içi kat at ve her katta kitaplar, sandıklar ve deney tüpleri var.
Bu katların birinden genç bir mavi ejderha iniyor. Muzog'un kokusunu almış, "Öz hırsızı gelmiş."
deyince Muzog'un bu bebeğin esansından faydalandığı anlaşılıyor. Vakal'ın kaçarken elinde tuttuğu onun yumurtasıymış. 20 yaşlarında ejderha.
Bethany bir odaya götürüyor Harrion'ı, Teleportation Circle var orada. Buraya gelebileceğimiz söyleniyor ama öncesinde bir haber verip izin almalıymışız. Bir ders hanesi gibi tasarlanmış içerisi. Baş öğretmenlik hiyerarşisinde en tepede Rustov var; sonra sırayla Bethany, Tamara, Vakal ve Valtaret geliyor. Bu yerde bir gün çalışma iki günlük çalışmaya eşdeğer. Raflardan istediğimiz bir konuda kaynak dileyebilirmişiz.
Bunu öğrenen Harrion, Wizard'lık kibriyle hemen kitaplardan birini çekiyor Singularity: the Definitive Edition bulmayı umarak. Bir kitap da geliyor eline ama fiziksel olmayan bir ağırlığı var ve kara kara dumanlar akıyor yere. Başına gelenlerden ders almamış Harrion yine de kitabı açıyor ve o kara dumanlar etrafını sarmaya başlıyor. Panikle kapatamıyor da kitabı, Rustov giriyor araya. O olmasa etraftaki kara duman Harrion'ı boğacaktı muhtemelen.
Muzog da kitap okumak istiyor aslında ama resimli olanları okumayı bile beceremiyor. Abisine gidiyor öğretsin diye ama o da öğretemiyor kitaptan. Olayın, bilginin kitap gibi alakasız bir yerde olmasından kaynaklandığını çıkarımını yapıp en son "Gel sana anladığın dilden anlatayım."
diyor ve dövüşe tutuşuyorlar ama yer sallanıyor, sanırsın Sorad ile Aurelia savaşıyor.
- Vakal, Muzog'un kafasına kitap sokmaya çalışıyor ama Muzog'un aklı almıyor.
- Neyse sonunda zar tutuyor da iki judo hareketi ve kavgada azıcık beynini kullanmayı da öğreniyor Muzog.
Philip çeşitli dini bilgiler araştırıyor. Alfons ise Abyss ve oraya gitme/gelme ile ilgili bilgiler bakıyor ustasını kurtarma yolunda.
Harrion ayrıca, Bethany'ye Harpoon of the Golden Monarch büyüsünü verip Thugton'ın güneyinde bir Teleportation Circle öğreniyor. Bir çember daha öğrenmek için Kolandir'in bilgisini satalım mı, diye düşünürken Rustov giriyor araya. Legend Lore'a benzeyen ama daha detaylı4 bir büyü geliştirmişler, yanında birilerini de götürebiliyorsun. Bunu kullanıp bir şeyler öğrenebiliriz diye kararlaştırıyoruz. Neyse ritüel hazırlanıyor, ne olur ne olmaz diye Muzog yere bağlanıyor, Vakal nöbete kalıyor ve Rustov Divine Intervention ile büyüyü çakıyor.[^5]