1123

22.03.2025

Alfons gözlerini kapatıp büyülü enerjiye attune olmaya çalışıyor. Headband'i gözlerine çekiyor, attune oluyor, gözlerinin önünde bir halka oluşuyor dışarıdan da görüyoruz. Etrafındaki büyülü şeyleri görebiliyoruz, bizim silüetlerimizi falan görüyor büyülü eşyalar üzerinden.

Harrion, vultur'un gözlerine bakınca görüyor ki etraf bug'lı/birbirine girmiş (div_ioun_1512 codec'i yok). Çok göremiyor. zaten kafesin içinde gibi duruyor.

Bugün zaten rüzgarın magical şiddeti ve fluctuation'ları artıyor. Magical kumlar Muzog'un etrafında usullaşıyor, ona dokunmadan uçuyor. Philip ile Harrion, bag of survival bitecekmiş gibi hissediyor, toparlıyor.

Alfons, 1 metre boyutunda falan bir elips gibi bir şey görüyor. Muzog gidip kazıyor, kumtaşı gibi bir şey var. Çığlık atar gibi, öfkeli savaşçı gibi bir heykelimsi. Üstü film gibi o kristalle kaplanmış. Elinde taştan balta gibi bir şey var. Identify atıyor alfons. Biri bunu çok önemli görmüş ve korumaya almış. Altında inscription var, "comprehend languages" atılıyor. "kumulların muhteşem savaşçısı" / "diyara barış getirdi" / "herkese savaşı öğretti" / "gazabından sakının" yazıyor (ooc bilgi, ilk kral?). Kolandir, Tara'dan duymuş "eskiden bir hanedan varmış dünyaya bilgiyi yayan".

Yolda giderken kristal çalılar büyüyor. Kum böcekleri bu sefer hareketli biraz. Hatta alfons cantrip atınca ona geliyorlar. harrion aynısına atınca çatlıyor hayvan. normal, dormant'a atınca hareketleniyor. Rüya tiem:

  • Muzog: Sabah uyanıyor, etrafında kimse yok. Ne yiyecek ne içecek, nasıl çıkacak buradan. Kuzeye giderse kurtulabilecek evet ama amacına ulaşamayacak. Hayvan görüyor, doğudan batıya doğru gidiyor.
  • Philip: Tapınağın içinden devam ediyor. Çok huzurlu geliyor. Rüyasında da uyumuş.
  • Alfons: Yürüyor, hâlâ çok mesafe var gibi. Ama aşağı bakınca da çok yol katetmiş. Yine de yukarı çıkmak istiyor.
  • Harrion: Kendini kuş kafesinde görüyor çölün ortasında. Aradan geçmeye çalışıyor, geçemiyor. Kıramıyor da. Misty step de atamıyor ama kafes kayboluyor. "Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım" ve "büyülü güçlerimi kullanarak çıkabiliyorum" diye düşünüyor. Uzakta baya vahşi, pençeleri kanlı kuşlar bana doğru uçuyor. Bakışları bakış değil.

Sabah çıkınca, magic'in kaotikleştiğini ve güçlendiğini hissediyoruz. Alfons hatta büyü kullanınca kusuyor, create water ile temizlenmeye çalışınca gayzer falan çıkıyor. "summon celestial" ile maltai'yi çağırıyor. Spell slot harcamıyor, shield gibi bir şey yapıyor enerjiyi, maltai çok daha büyük şekilde oluşuyor. Magnetic sink gibi davranıyor, büyüden koruyor bizi. "Ne yöne gideceğiz" diye soruyor, "Ne yazık ki bilmiyorum" diyor. 3 saat falan onun şemsiyesi altında devam ediyoruz yola.

  • orijine gidersek ölecek miyiz

    • başarırsanız hayatta kalırsınız
  • şuna öğretebilir misin kalkan yapmayı

    • hayır, çocuğun dil öğrenmesi gibi öğrendim ben bunu
  • muzog: sizde çocukluk nasıl gçeiyor

    • biz her zamanki gibi var oluyoruz, ölüm doğum arasındaki tek fark tecrübe
  • muzog: sizinkilerden birini kurtarmıştık, noldu ona

    • celestial'da bir şeyler diyor
  • muzog: bende yok o (20-1 = 19 persuasion)

    • yine derin bir sesle "zaman doğru değil"

en son giderken yine cryptic konuşuyor biraz ama "aramaya devam eden, bulmaya devam eder" deyip yok oluyor. o gidince philip ile alfons'un konsantrasyonu bozuluyor. alfons bir kez deniyor çağırmayı, olmuyor. bir kez daha deniyor, bu sefer eskisi kadar büyük olmasa da "hadi yola devam edelim" diyor. Philip çook yoruluyor yürürken.

Yerden facehugger çıkıyor (drone,uçurtma gibi), harrion'a atlıyor. 6 level slot'unu yiyip uzaklaşmaya başlıyor. Harrion zıpkın atmaya çalışıyor atamıyor kaotik enerjiden. muzog grapple atıp tutuyor olduğu yerde. alfons, hayvanın enerjisini çekip guiding bolt atmaya yelteniyor, biraz enerji çekiyor ama tam olmuyor. philip ok atıp parçalıyor, parçalardan biri kumların arasına giriyor.

Büyü çekme deneyi yapılıyor. 1 level spell atıyoruz bohçadaki 8-10 tane böceğe, bir araya geliyorlar. kaçacak gibi oluyor bohçadan, muzog tutuyor. harrion büyü çekiyor ama 1 level spell gelmiyor geri, baya verimsiz proses. hayvan da kum olup dağılıyor.

akşam dome atıyoruz, dome parçalanıyor. muzog onun yerine tente kuruyor. sadece harrion görüyor rüya

  • gece başka yerde uyanıyor tek başına. sakin kafayla düşünüp baktığında bir tarafa doğru taştan zemin var, patika var gibi. sadece sakince düşününce çıkıyor. uzaktan kuş bana saldırma intentintiyle çığlık atıyor ama harrion bozmnuyor posture'unu, yol daha da belirginleşiyor. harrion hafif hızlanarak yürümeye devam ediyor.

bugün biraz daha sakin magical rüzgar ama normal rüzgar fazla, kum fırtınası var. alfons, blindfold'a geçiyor. magical line'lar batıya doğru yöneliyor, biz de o raya gidiyoruz. horn sesi geliyor etrafımızdan, biri bir taraftan çalınca bir iki dakika sonra karşı taraftan başka ses geliyor.

alfons, güneyde büyük bir şey görüyor. ekipten o tarafa gidelim fikri geliyor, gidiyoruz. gördüğü şey büyüyor, yürüyoruz da, akşama doğru 1-2 saat yolumuz kalmış gibi. O 1-2 saati de yürüyelim diyoruz. Yoruluyoruz Muzog hariç. Küçük bir mahalle boyutunda bir dome var Alfons'un gördüğü. Diğerleri, kumulların arkasında cam gibi bir şey görüyor. O kristal gibi yapıdan büyüüükçe bir dome var, kristallerin birbirine geçmesiyle oluşmuş. yine boru sesi çıkıyor, kulaklarımız patlayacak gibi oluyor. kumların arasından o facehuggerlar çıkıyor.